
TARİHLE DE DANS EDEN ŞEHİR SEVİLLA
Endülüs ‘ ün bu enfes şehri hakkında ilk söylemek istediğim şey yakın zamanda adından çok daha fazla söz ettirecek potansiyele sahip olduğuna şüphem olmadığı. Barselona ve Madrid’ i görmüş biri olarak söylüyorum, bence İspanya’ nın en güzel şehri Sevilla. Her türlü methiyeyi hak eden Sevilla ‘ nın en sevdiğim yanı hipster mekanları ve halkının meydanları flamenko pistine çevirmesi oldu. Biz Nisan ayında ziyaret ettik ancak yazın sıcaklıkların 40 C’ yi bulduğu söyleniyor, bilginize. Fazlası için haydi keşfe başlayalım.
SEVİLLA & ULAŞIM KONUSU
İspanya Gezisi sayfasında tüm detaylarıyla anlattığım gibi Barselona’ dan Sevilla’ ya İrlandalı düşük maliyetli hava yolu Ryan Air ile gelmiş, havaalanından araba kiralayarak önce Granada gezimizi gerçekleştirmiştik. Bir günlük seyahatin ardından arabamızı aynı yere teslim ettik ve havalanından son durağı otobüs terminali Plaza De Armas olan EA otobüslerine bindik. Ücret kişibaşı 4 Euro. Moovit uygulamasından aldığımız rota gereği biz Santa Justa Tren İstasyonunda inip otobüse aktarma yaptık.
Sevilla’ nın turistik bölgesini yürüyerek keşfedebilirsiniz, eski şehirde görülmesi gereken tüm yapılar birbirine yakın. Toplu taşıma kullanmak isterseniz otobüslere tek binişlik bilet 1.40 Euro.
SEVİLLA’ DA NEREDE KONAKLANIR ?
Barselona’ da olduğu gibi Sevilla’ da da Airbnb’ den kiraladığımız özel banyosu olan bir odada kaldık. Evimiz oldukça hareketli ve şehrin kültürel merkezi Centro’ ya yakın bir mahalle olan Alameda De Hercules’ deydi. Bundan iyisi tabi Centro’ nun kendisinde kalmak : )
SEVİLLA’ DA NEREDE, NE YENİR ?
Tapas tapas tapas, İspanya’ da kaldığımız her şehirde fırsat bu fırsat deyip özellikle deniz ürünlerinden yapılanları kentin en iyilerinde denemeye çalıştık. Sevilla’ da özenle seçip tecrübe ettiğimiz ve her birini tavsiye edeceğimiz mekanlar şunlar:
Bodega Santa Cruz Las Columnas: Granada’ daki Avila’ nın Sevilla Santa Cruz versiyonu. Lokaller çok tercih ediyor, tam bir salaş esnaf lokantası : ) Her bir tapas tabağı 2.20 Euro. Rezervasyon yok, yer bulmak için 19.00 gibi gidebilirsiniz.
Los Colonialles: Bodega’ yı aratmaz, yine Santa Cruz’ da.
Mercado De Triana: Nehrin karşı kıyısının mercado’ su (pazarı). Tapas, tatlı, meyve yada börek yiyebilirsiniz.
La Cantina Mexicana: Nerenin mutfağı olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Dekor da hoş. Biz quesadilla ve nachos denedik, fena değildi.
Cafe Piola: Alameda De Hercules mahallesinde otelimize yakın bir kahvaltı mekanı. Kahvaltının ana ürününü sipariş veriyorsunuz (sandviç ekmeği, kızarmış ekmek yada kruvasan); soslar, reçeller, salamlar, peynirler açık büfe. Kendi tabağınızı hazırlıyorsunuz, Avrupa’ da en beğendiğimiz kahvaltı alternatifi oldu.

SEVİLLA’ DA GEZİLECEK YERLER
Ev sahibimiz Lou’ nun misafirleri için hazırladığı rotayı elimize alıp kendimizi sokağa attık hemen. Alameda De Hercules Parkından Plaza Neueva’ ya ordan da şehir merkezine güzel bir yürüyüş yaptık. Plaza Nueva’ da şehrin yerlilerinin geleneksel kıyafetleriyle yaptıkları bir flamenko gösterisine rast geldik ve uzun uzun izledik. Aslında flamenko şehrin her yerinde, Plaza Espana dahil her meydanda her yaş grubundan dans eden yada kostümleri ile fotoğraf çektiren Endülüslüler çıktı karşımıza.
1. SEVİLLA KATEDRALİ
Dünyanın bu gotik tarzdaki en büyük kilisesi Santa Maria Katedrali olarak da anılıyor. Amerika kıtasının keşfi için yaptığı yolculuklara Sevilla’ dan başlayan kaşif Kolomb’ un mezarı da burada. Öğleye kadar ibadet maksatlı da kullanıldığından giriş ücretsiz ancak yapının ünlü kulesi Giralda’ ya çıkmak istiyorsanız öğleden sonra ücret ödeyerek girmeniz gerekecek. Katedral, 1248 yılında kent Araplardan geri alınınca şehir camisinin üzerine inşa edilmiş, Giralda’ da bu caminin minaresi imiş aslında. Sonradan yülseltilip mimari değişiklikler yapılarak şimdiki halini almış.
Granada Katedrali gibi burası da 100 yıldan fazla sürdüğünden dönemsel olarak farklı mimari akımların etkisinde inşa edilmiş, gotik ve barok tarzı bir arada görmek mümkün anlayacağınız.

2. SANTA CRUZ MAHALLESİ
Santa Cruz Sevilla’ nın hipster mahallesi. Sıcak Sevilla yazlarında gölgelenmek için daracık planlanmış sokakları ile kafe, bar, tapas bar ve restoranları ile eskiden Yahudi nüfusun yaşadığı semt Sevilla halkının sosyalleşme bölgesi adeta. Bizim çok beğendiğimiz ve yeme – içme bölümünde bahsettiğim Bodega ve Colonialles adlı tapas barlar da burada.
İsteyen buradan Alcazar Sarayına geçebilir. Yapı El – Hamra’ dan esinlenerek inşa edilmiş ve kraliyet ailesi yüzyıllar boyu burada yaşamış ancak biz El – Hamra’ yı doya doya keşfederek Alcazar’ ı es geçecek şekilde bir plan yapmış olduğumuzdan buradan Quadalquivir Nehri kıyısına devam ettik.
3. PLAZA DE TOROS ARENASI
12.000 seyirci kapasiteli arena 1765 yılında inşa edilmiş ve özellikle her yıl Mayıs ayında düzenlenen Sevilla Fuarı için yapılan geleneksel boğa güreşleri ile tüm İspanya’ da tanınıyor. İçinde bir de müze var, giriş kişi başı 8 Euro.

4. TORRE DEL ORO (ALTIN KULE)
Arenanın hemen çaprazında 1220 yılında nehir için bir gözetleme kulesi olarak inşa edilmiş ve rengi nedeniyle Altın Kule olarak adlandırılan Torro Del Oro var. Günümüzde denizcilik müzesi olan yapı Orta Çağ’ da hapishane olarak da kulanılmış. Müzeye giriş pazartesi günleri ücretsiz, diğer günler kişibaşı 3 Euro.

5. PLAZA ESPANA
Nerden başlasam, nasıl anlatsam? Şunu kesin olarak söyleyebilirim ki bugüne kadar yurt dışında gördüğüm en güzel meydan Plaza Espana oldu. Rakipleri kim diye sorarsanız, aklıma Siena’ nın Campo Meydanı, Meksiko City’ nin Zocalo’ su ve Marakeş’ in Jemaa el-Fna Meydanı geliyor 🙂 Nispeten yeni bir yapı olan kompleksin mimarisi hem Rönesans hem de İslami tarzda çizgilere sahip. İnşaatı 1929 yılında tamamlanan yapı hilal şeklinde bir plana sahip ve çeşmeler, süs havuzları, kuleler, kemerler, cumbalar ile tarihi olayların resmedildiği seramik banklardan oluşuyor. Plazayı çevreleyen duvarlardaki bu banklar, anlattığı tarihi olayın gerçekleştiği bölgeye özgü seramikler kullanılarak dizayn edilmiş. Kanal havuz üzerindeki 4 köprü, tarihte yerinin almış dört antik İspanya Krallığını temsil ediyor. En güzeli de bu güzelliği gezmek ücretsiz. Star Wars filminin ilk iki serisinin bazı sahneleri burada çekilmiş, kısa bir sahne izlemek isteyenler için işte linki.

6. MARIA LUISA PARKI
Plaza Espana ile birlikte inşa edilen park zaten bu meydanı da içine alan geniş bir alana yayılmış durumda. Meydanları, estetik yapıları, çeşmeleri, havuzları ve yüzlerce egzotik ağaç türü ile Avrupa’nın en büyük ve en güzel parklarından María Luisa. Palmiyeler, portakal ağaçları ve çamlar her yerde. Taş duvarların arasından merdivenlerini tırmanıp küçük şelalesini görebileceğiniz Monte Gurugu, minik gölün kenarındaki Kral Alfonso Kasrı ve parkın en güney ucundaki sevimli meydan Plaza De Amerika görülmeye değer. Yorucu Old Town, Plaza Espana ve park gezimizin ardından çiçeklerle kaplı bir kamelyada mola vermek harika oldu.
7. TRIANA
Şehir içinde şehir Triana. Diğer kıyıda gezerken, renkli evleri ile nehre çok yakışan mahalleyi bolca fotoğraflamıştık zaten. Denizcileri, matadorları, nehirden çıkan özel bir topraktan yapılan çini ve çömlekleri ile ünlü Triana, Quadalquivir nehrinin karşı yakasında tüm şirinliğiyle karşıladı bizi : )

Plaza Espana da dahil pek çok yapıda kullanılan çiniler bu mahalledeki atölyelerde üretilmiş. Ayrıca çingeneler, zamanında şehir merkezine alınmayıp burada yaşamaya zorlandığından Sevilla flamenko sanatının merkezi de Triana. Nehir boyunca uzanan Calle Betis Caddesi özellikle yaz geceleri çok hareketli imiş. Triana köprüsünün devamındaki Calle San Jacinto da mahallenin en canlı caddelerinden. Caddenin başındaki Mercado Triana (Pazar Yeri) yeme – içme bölümünde de bahsettiğim gibi acıktığınızda kurtarıcınız olacak.

Endülüs’ deki son durağımızda da vaktimiz doldu. Sevilla için İspanya’ nın, gördüklerim arasında, en güzel şehri derken inanın abartmıyorum. İspanya seyahati ajandanızda varsa burayı kesinlikle rotanıza eklemelisiniz. Bizim bir sonraki destinasyonumuz Madrid. Bu sefer yolculuk hızlı trenle olacak. Başkentte görüşmek üzere : )

