Mardin Gezilecek Yerler
GÜNEYDOĞU ANADOLU,  TÜRKİYE

MARDİN: BİR MASALIN İLK CÜMLESİ

Uzun süredir aklımızda olan Mardin gezimizi sonunda gerçekleştirdik. Aslında Mardin gezilerimizin ilkini demeliyim sanırım. Bu şehrin her sokağının ayrı bir geçmişi, ayrı bir hikayesi var; bir seferde tatmin olmak mümkün değil. Hem civar ilçelerde  daha o  kadar çok kadim hazine keşfedilmeyi bekliyor ki, buraya tekrar tekrar geleceğimizi çok iyi biliyorum.

Güzel ülkemizde coğrafi ve kültürel anlamda bir benzeri daha olmayan, içine girdiğiniz anda büyüsüne kapıldığınız, kendine has bir dokuya sahip bir çok bölge mevcut. Bunların içinden bizce İstanbul, Doğu KaradenizKapadokya ve Mardin ise dünyanın en özel destinasyonları arasına kesinlikle girer.

“Gündüzü seyranlık, gecesi gerdanlık” diyorlar Mardin için. Hakikaten de şehir tepenin yamacında bir gerdanlık gibi asılı duruyor adeta. Ve bu benzerlik en güzel akşam karanlığı çöküp, taş Mardin evlerinin ışığı yanınca görülüyor. Gündüz ise ister şehirden Kuzey Mezopotamya’ yı, ister ovadan şehri seyredin mest oluyorsunuz.

Bir yakıştırma daha yapılıyor kente, “dinlerin buluştuğu, taşların konuştuğu şehir” diye. Hatay’ da hissettiğim pozitif atmosferi kesinlikle burada da buldum. Farklı kültürler, farklı dinler bir arada asırlar geçirince ortaya eşine az rastlanır bir hoşgörü ve dostluk örneği çıkıyor. Ve o taşlar; içine safran katıldığından mı, kayalar oksitlendiğinden mi, üzerlerine basıldığından mı bilmem ama o soluk sarı taşlar bu coğrafyaya öyle yakışıyor ki. Üzerine bir de taşları konuşturan Süryanice, Arapça işlemeler, sayısız anlama yorulan motifler eklenince kentin neden herkesçe bu kadar özel kabul edildiğini fark ediyor insan.

Mardin Gezilecek Yerler

Bu arada Mardin’ den kendinize yada sevdiklerinize anı olsun diye bir şeyler satın almak isterseniz:

1.    Asırlık dükkanlarda, altın yada gümüşün yetenekli ustaların ellerinde tel tel ayrılarak bir sanat eserine dönüştürüldüğü telkariler,

2.    Toprak Sabun Dünyasından rengarenk, mis kokulu sabunlar özellikle de eşek sütü sabunu 🙂

3.    Şehre kahve kokusu yayan Artukbey Kahvecisinden Süryani yada Türk kahvesi ile rengarenk hayalet şekerler,

4.    Kana’ dan Süryani çöreği,

5.    Ev yapımı Süryani şarabı alabilirsiniz.

MARDİN’ DE NEREDE KONAKLANIR ?

Mardin’ e gelindiğinde mutlaka ama mutlaka Eski Mardin’ de kalınmalı. Böylece hem gündüzüyle, gecesiyle şehir hakkını vererek yaşanmış olur; hem de her yere yaya olarak ulaşım sağlanır. Eski şehirde ise 1. Cadde ve civarındaki otelleri tercih etmekte fayda var. Aksi halde sürekli yokuş inip – çıkmanız gerekebilir, malum kent bir tepenin yamacına kurulu. Dikkat edilmesi gereken husus kesinlikle en az iki ay önceden rezervasyon yapmak, özellikle de yüksek sezon olan ilkbahar ve sonbahar aylarında. Eski Mardin’ de konaklama konusunda sorun olabilecek diğer bir konu da otopark olayı. Şehre otomobiliniz ile gelecekseniz yada araç kiralayacaksanız, konaklayacağınız otel ile bu konuyu da mutlaka koordine edin.

Biz gecelik 350₺ karşılığında Kaya Ninova Otel’ de konakladık. Sitesine bir bakmak isteseniz buraya bıraktım. 1. Cadde üzerindeki otelin konum, manzara, tesis, oda ve çalışanları harika. Mutlaka bir eleştiri yapmam gerekirse kahvaltıları geliştirilebilir derim. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Araştırmalarıma göre ve şehri gezerken görebildiğim kadarıyla, yüksek maliyetli oteller dışında, tavsiye edebileceğim bir başka tesis İzala Butik Otel.

MARDİN’ DE NEREDE NE YENİR ?

Cercis Murat Konağı: Mardin’ de yemek deyince akla gelen ilk yer Cercis Murat elbette. Mekan şüphesiz ülkemizin en önemli yöresel restoranlarından ve ününü fazlasıyla hak ediyor. 130 yıllık tarihi bir konakta hizmet veren restoran fix menü konsepti uyguluyor, fiyat kişi başı 120₺. Yemek mutfaktan büyük sinilerde, çalgılı çengili bir törenle salona getiriliyor ve butlar misafirlerin önünde parçalanıyor.

Başlangıç olarak enfes bir salatanın yanında  çorba yada meze tepsisi seçeneği mevcut. 10 çeşit mezenin her biri birbirinden güzel, tepsinin ortasında cips şeklinde kızartılmış yufkalarla da çok uyumlular. Ardından ara sıcak olarak kızarmış ve haşlanmış iki içli köfte ikram ediliyor. Yemeğe geçmeden tat alıcılarınızı yeni lezzetlere hazırlamak için sorbe ikram ediliyor. Ana yemek ise kuzu butu, badem, sarımsak ve baharatın harika bir birleşimi olan yöresel Dobo yemeği ve yanında bulgur pilavı. Finalde tatlı olarak un helvası servis edildi. Hatırlatma: En azından bir hafta önceden rezervasyon yaptırın. Yer bulamazsanız en geç üçte öğle yemeği için şansınızı deneyebilirsiniz. İlgilenenler için şuraya da restoranın internet sitesini bıraktım.

Mardin Yemekleri
Cercis Murat’ ın Enfes Meze Tepsisi – Mardin

Kebapçı Yusuf Usta: 1.Caddenin sonunda, Şehidiye Camiinin yanında salaş ama başarılı bir kebapçı. Özellikle ciğeri çok beğendik.

Mardin yemekleri

Kana & Kardeşler Fırını & Deyrülzafaran Kafe: Üçünde de Süryani çöreği denedik. Bence sıralama başlığın tersi şeklinde (: Kana ve Deyrülzafaran’ da zafaran çayı da deneyebilirsiniz. Demleme çayın baharatlı bir versiyonu.

Mardin Kardeşler Fırını
Kardeşler Fırını

Seyr-i Mardin & Artukbey & Mezopotamya Kafeler: Bu üçlüde de Kuzey Mezopotamya manzarası eşliğinde kahve içtik. Süryani kahvesi en fazla kavrulanı ve en yoğunu, tavsiye olunur.

Akşam Seyr-i Mardin Manzarası

Sadık Künefe: 1. Caddedeki şubesinde künefe yedik, fena değildi.

İzla Art Kafe: Sadece ortamı görmeye bile gidilir, başarılı. Müzikler de harika. Rezervasyon gerekli. Ara sokakta bulmanız zor olabilir, işte konumu.

MARDİN’ DE GEZİLECEK YERLER ?

Mardin gezinizi, kaldığınız otelin konumuna göre yazdığım sıra yada tersi şeklinde planlayabilirsiniz.

1. MOR BEHNAM (KIRKLAR) KİLİSESİ

Hristiyanlığın ilk döneminin Süryani din adamlarından Aziz Behnam ve kız kardeşi Saro’ ya adanmış olan kilise 6. yüzyılda inşa edilmiş. 1293’ de Mardin, Süryanilerin din merkezi olduktan sonra kilise bir çeşit yönetim merkezi halini almış. Taş, ahşap ve kök boyası işçiliği, avlusu ve çan kulesi ile kilise mimari bir güzellik aynı zamanda. Mardin’ de zulüm gören Hristiyanlara yardım etmek için Kapadokya’ dan gelen ve donarak ölen kırk askerin anısına Kırklar Kilisesi olarak da anılmakta.

Mardin Kiliseleri
Mardin Mor Behnam Kilisesi

2. KÜLTÜR SOKAK

Kültür Sokak; eski taş evler, ahşap işlemeli kapılar ve komşu sokağa tırmanan, kıvrımlı, dar merdivenleri ile tam bir Mardin klasiği olan 239. Sokak ve Mardin Müzesini birbirine bağlayan süslü dar bir geçit aslında. İşte konumu. Kültür Kafe yada Amber’ de kahve içebilirsiniz.

3. MARDİN MÜZESİ

1895 yılında Süryani Katolik Patrikhanesi olarak inşa edilen yapı Kültür Bakanlığı tarafından satın alınmış ve 2000 yılında Mardin Müzesi Zinciriye Medresesi’ nden buraya taşınmış. Arkeoloji koleksiyonunda Eski Tunç, Asur, Urartu, Grek, Pers, Hellenistik, Roma, Bizans, Büyük Selçuklu, Artuklular ve Osmanlı devirlerine ait tabletler, mühürler, takılar, sikkeler ve daha bir sürü eser sergilenmekte. Etnografya koleksiyonu da oldukça zengin olan müzede Müze Kart geçerli, normal giriş 6₺.

Mardin Müzesi

4. PROTESTAN KİLİSESİ

Latifiye Camiinin hemen yukarısında bulunan kilise 150 yıllık bir yapı. 60 yıl kadar atıl durumda kaldıktan sonra 2015 yılında restore edilerek ibadete açılmış.

5. LATİFİYE CAMİİ


1371 yılında yani Artuklular döneminde inşa edilmiş. Kapısındaki taş işlemeleri, içindeki ahşap oymacılığı örnekleri, avlusu ve dönemin klasiği çeşme ve havuz düzenlemesi görülmeye değer.

Latifiye Cami

6. ESKİ ÇARŞI

Şehrin kalbi 1. Caddenin hemen altında yer alan sokaklardaki tarihi dükkanlarda yerel halkın alışveriş yaptığı aktarlar, kasaplar, balıkçılar, manavlar yer alıyor. Evet burası bir müze kent ama yaşam da devam ediyor. Yerlilerin acı Seylan çayı molası verdiği alçak tabureli çay evlerinde bir soluklanın bence (:

7.    ULU CAMİ

Artuklular döneminde, 1176 yılında inşa edilen edilen cami; şehrin silüetinin en özel parçalarından, dilimli yapıdaki kubbesi ve süslemeli minaresi ile Mardin’ in sembollerinden biri. Aslında caminin iki minaresi varmış ancak batıda kalan minare bir depremde yıkılmış. Mevcut minarenin üzerindeki kapı motifleri, göz yaşı damlası ve madalyon formunda işlemeler ile köşeli harflerle yazılmış Arapça betimlemeler son derece dikkat çekici. Zinciriye Medresesi’ nin yanından kalenin eteklerine çıkın ve Ulu Cami’ yi mutlaka bir de oradan görün, gözlerinizi alamayacaksınız.

Mardin Ulu Cami

8. OLGUNLAŞMA ENSTİTÜSÜ

Bina 1892 yılında Muzafferiye Medresesi’ nin yerine inşa edilmiş ve lise olarak hizmet vermiş. Günümüzde ise kaybolmaya yüz tutmuş Türk giyim ve el sanatları eğitimi vererek, bunların gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan ülkemizdeki 12  Olgunlaşma Enstitüsü’ nden biri ve içinde öğrencilerin eserleri sergilenip, satılıyor.

Mardin Olgunlaşma Enstitüsü

9. ZİNCİRİYE MEDRESESİ

Artuklular döneminde, 1385 yılında, son Artuklu Hükümdarı Sultan İsa Bin Muzaffer tarafından yaptırıldığından İsa Bey Medresesi olarak da anılıyor. Dilimli, yüksek kubbesi ve kalenin eteğindeki konumu nedeniyle şehrin her yerinden görülebilen medrese; cami, avlu, türbe ve çeşitli odalardan oluşan iki katlı bir kompleks.

mardin gezisi rehberi
Zinciriye Medresesi

10. REVAKLI ÇARŞI

Geçmişi 17. yüzyıla dayanan Revaklı Çarşı adını yolun iki yanındaki revak adı verilen sundurmalardan alıyor. Sundurmaların altında sıra sıra yerel el işi ürünler yada antikalar satan dükkanlar yer alıyor. Ünlü Marangozlar Kahvesi de çarşının hemen yukarısında.

Mardin Gezilecek Yerler
Revaklı Çarşı

11. ŞEHİDİYE MEDRESESİ

Eski PTT binasının karşısında, Mezopotamya manzaralı çay bahçelerinin arasındaki cami sundurmalı avlusu ve yivli yapıdaki minaresi ile dikkat çekiyor. 13. yüzyılın başlarında inşa edilmiş. Bir sonraki başlıkta anlatacağım eski PTT binasından çekeceğiniz fotoğraflara çok yakışacak Şehidiye.

Mardin Şehdiye Medresesi
Mardin Şehdiye Medresesi

12. ESKİ PTT BİNASI

Bina 1890 yılında Şatana ailesi tarafından Ermeni mimar Lole’ye yaptırılmış ve Mardin mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. 1950 yılından itibaren PTT binası olarak kullanılan yapı daha sonra Artuklu Üniversitesi’ ne devredilmiş ve şimdi Turizm Uygulama Oteli olarak hizmet veriyor.

Eski PTT Binası

13. SABANCI KENT MÜZESİ

Müze binasının ne zaman inşa edildiği bilinmiyor. 19 yy’ın sonlarına doğru Sultan II.Abdülhamit zamanında Hamidiye Alayları Süvari Kışlası olarak kullanılan yapı, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinden 2003 yılına kadar da Askerlik Şubesi ve Vergi Dairesi Binası olarak kullanılmış. 2007 yılında Sabancı Vakfı tarafından restore edilmeye başlanmış ve 2009 yılında Sakıp Sabancı Mardin Kenti Müzesi olarak hizmete açılmış.

Mardin Kent Müzesi’ nin üst katında; Mardin Şehrinin kimliğini oluşturan zanaatlar, yaşam alanları, sosyal yaşam ve kent tarihine ait buluntu ve eşyalar sergilenmekte. Görsel ve işitsel materyallerle zenginleştirilen sergi alanında Mardin hakkında bugüne kadar çıkmış olan bütün kitaplardan örnekler de bulmak mümkün. Dilek Sabancı Sanat Galerisi olarak hizmet veren alt katta ise; fotoğraf, resim, ebru ve güncel sanata ait eserler mevcut.

14. HATUNİYE MEDRESESİ

1185 yılında Artuklu Sulantı Kutbettin İlgazi tarafından annesi Sitti Raziye’nin adına yaptırıldığından Sitti Radviyye Medresesi olarak da biliniyor. İki katlı, avlulu yapının içinde Hz. Muhammed’ in ayak izi görülebilir.

15. KASIMİYE MEDRESESİ

Medresenin yapımına Artuklu Dönemi’n de başlanmış ancak Akkoyunlu Hükümdarı Cihangiroğlu Kasım döneminde, 1502 yılında tamamlanmış. Bu yüzden Kasımiye Medresesi olarak anılıyor. Günümüze kadar zarar görmeden ayakta kalmayı başarmış iki katlı, kubbeli, açık avlulu medresenin inşasında düzgün kesme taş kullanılmış. Cephesi güneye yani Mezopotamya Ovası’ na bakan medrese Mardin yapılarının en büyüklerinden. Bir külliye içerisinde cami, türbe ve avludan oluşan kompleks iç planı, taş işçiliği ve süsleme motifleri ile ilgi çekiyor ve her daim kalabalık.

Medresenin avlusunda bir çeşme ve büyükçe bir havuz var ki bu su düzenlemesi tasavvufi bir betimleme ile şöyle anlatılmakta: “Suyun akışıyla doğumdan ölüme kadar insan hayatı ve sonrası simgelenmiştir. Çeşmeden çıkan su doğumu, döküldüğü yer bebekliği, sonraki bölümler sırası ile çocukluk ve gençliği, ince uzun oluk olgunluğu, suların toplandığı havuz ise mahşeri temsil eder. Daha sonra bu su kanallarla ovaya, yani toprağa aktarılır. Bu da topraktan tekrar can bulmayı sembolize eder.”

Mardin Kasımiye Medresesi

16. DEYRÜLZAFARAN MANASTIRI

Şehre dört kilometre mesafede Mezopotamya’ ya hakim bir noktada Deyrülzafaran. Üç katlı kompleks 5. yüzyıldan itibaren farklı zamanlarda yapılan eklentilerle bugünkü haline 18. yüzyılda kavuşmuş. Kubbeleri, kemerli sütunları, ahşap el işlemeleri, iç ve dış mekanlardaki taş nakışları, kulesi, duvarları süsleyen kök boyası resimleri  ile dikkat çeken Deyrulzafaran Manastırı, geçmişten günümüze Süryani Kilisesi’nin önemli dini eğitim merkezlerinden. 

İsa’ dan önce Güneş Tapınağı, daha sonra da Romalılarca kale olarak kullanılan bir yapı üzerine inşa edilmiş manastır. Kilisenin alt katındaki 4000 yıllık Güneş Tapınağı hala ilk günkü gibi sağlam ve ayakta. Romalılar bölgeden çekilince Aziz Şleymun bazı azizlerin kemiklerini buraya getirterek kaleyi kiliseye çevirmiş. Bu nedenle manastır, önceleri Mor Şleymun Manastırı olarak biliniyormuş. Mardin Metropoliti Aziz Hananyo’ nun 8. yüzyıl sonlarından itibaren  büyük tadilatlar yapmasından sonra kilise onun adıyla anılmaya başlanmış. 15. yüzyıldan sonra da manastırın etrafında yetişen zafaran (safran) bitkisinden dolayı manastır, Deyrulzafaran (Safran Manastırı) adı ile bilinir olmuş.

Bahçesinde zafaran çayı ve süryani çöreği keyfi yapmayı ihmal etmeyin. Giriş 10₺, müze kart geçmiyor.

Deyrülzafaran Manastırı

17. DARA ANTİK KENTİ

Bugünkü Oğuz Köyü’ nde bulunan antik kent Mardin’ e 30 kilometre mesafede. Kuzey Mezopotamya’nın en önemli yerleşim yerlerinden birisi olan Dara, İmparator Anastasius’un girişimleriyle 505 yılında, Doğu Roma İmparatorluğu’nun sınırlarını Sasanilere karşı korumak için askeri amaçlı bir garnizon kenti olarak kurulmuş.

Mardin Dara Antik Kenti

Surlarla çevrili kent içinde kilise, saray, çarşı, zindan, tophane ve su bendi kalıntıları halen görülebiliyor. Özellikle keşfedildiği haliyle sergilenen galeri mezar ve hala kullanılmakta olan bir toprak evin altındaki devasa su sarnıcı çok etkileyici.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir