
ESKİŞEHİR: ADI ESKİ, MAZİSİ KADİM, KENDİSİ MODERN ŞEHİR
Ülkemizde, hatta tüm dünyada, büyük şehirlerin her geçen gün daha da kalabalıklaşması, metropollerde yeşil alanların giderek azalması, geleneksel işletmelerin yerini hızla zincir markalara bırakması ve tüm bu nedenlerle insanların günbegün daha gergin ve daha mutsuz hissetmesi artık kanıksadığımız bir gerçek oldu. Ancak yıllardır bu kent anlattıklarımın tam tersi yönde değişim gösteriyor, olağana meydan okuyor ve yerlisiyle, misafiriyle, yöneticileriyle çağın dayatmalarına değil kendi doğrularına göre şekilleniyor. Evet, artık Eskişehir’ in ne kadar özel bir şehir olduğunu, pek çok farklı özelliğiyle bulunduğu coğrafyada nasıl bir yıldız gibi parladığını duymayan kalmadı. Bir alkış da şehrin imaj ve tanıtım sorumluluğunu üstlenenlere o zaman.

Evet, başarılı belediyecilik ve altyapı şehrin böyle düzenli ve huzurlu olmasında önemli etkenler ancak bizce en büyük pay her şeye rağmen insanların pozitif kalmayı başarabilmesinde. Yerli halk ve üniversiteliler birlikte, uyum içinde yaşıyorlar. Herkes birbirinin kişisel sınırlarına saygılı ve kimse kimseyi yargılamıyor. İşte yaşanır ve mutlu bir şehir olmanın sırrı bu!
ESKİŞEHİR’ DE NEREDE KALINIR?
Şehirde bolca konaklama alternatifi mevcut. Oteller temel olarak; kuzeyde Bağlar, hemen güneyinde Adalar ve en güneyde Odunpazarı Evleri bölgelerinde yoğunlaşmış durumda. Biz hem mekanlara yakın olmak hem de şehrin atmosferini doya doya hissetmeniz için Odunpazarı Evleri bölgesinde, restore edilerek otele çevrilmiş tesislerden birinde kalmanızı tavsiye ediyoruz. Burada, bütçeniz ve müsaitlik durumlarına göre Arslanlı Konak, Arasta Konak ve Abacı Konak otellerine bir bakmanızı öneririm. (Otellere tıklayarak inceleyebilirsiniz)

ESKİŞEHİR’ DE NEREDE, NE YENİR?
Papağan Çibörek: Çibörek bir Kırım yemeği. Ve şehirde Kırım göçmeni, yani Tatar kökenli nüfus oldukça fazla. Kıpçak Lehçe’ sinde “Çi” lezzetli anlamına geliyormuş. Böreğin adı Türkçe’ de yanlış yorumlanarak “Çiğ Börek’ e dönüşmüş.
Kırım Tatar Kültür Evi: Çibörek denemek için bir başka başarılı mekan.

Rodop Köftecisi: Rodop Köftesi’ de şehre, Balkan göçmeni vatandaşlarımızın bir hediyesi. Oto sanayi sitesindeki Rodop Köftecisi işinin en iyisi. Mekanın piyazı ve tulumba tatlısı da meşhur.
Ciğerci Ahmet: Urfa usülü ciğer şiş sevenler için şehrin 1 numarası.
Birsen Kebap: Eskişehir’ in bir başka yöresel lezzeti Balaban Kebabı yemeye, doğru Birsen’ e. Balaban da bir Kırım yemeği, pideli köfte de deniliyor. Köfte ile yapılan İskender olarak tanımlayabilirim sanırım (:
Tanınmış Helvacı: Şehre özgü “met halvası”nı tatmak için adres Tanınmış Helvacı. Pişmaniyi andıran bir tatlı, birkaç santim uzunluğunda silindirler şeklinde tüketiliyor.
Balaban
ESKİŞEHİR’ DE GEZİLECEK YERLER
1. ODUNPAZARI EVLERİ
Odunpazarı, şehrin en eski yerleşim yeri ve aslında ilk kent merkezi. Adını 20. yüzyılın ortalarına kadar meydanında satılan odunlardan alan ilçe, Safranbolu yada Beypazarı gibi Osmanlı mimarisi özellik ve motifleri taşıyan evleri ile ünlü. Kıvrımlı yollar ve çıkmaz sokaklar üzerine kurulu; cumbalı, ahşap işlemeli, bahçeli rengarenk evler oldukça başarılı restorasyon çalışmaları ile adeta yeniden doğmuş ve ziyaretçilerin beğenisine sunulmuş. Odunpazarı Belediyesi’ nin “Odunpazarı Evleri’ni Yaşatma Projesi” bu tarihi ve kültürel mirasın dünyaya tanıtılmasını ve UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmesini sağlamış. Proje kapsamında, öncelikle geleneksel Odunpazarı evlerinin yoğun olarak bulunduğu 30 sokakta; 300 ev, 3 Cami, 1 Külliye, 2 Kervansaray, 15 Çeşme, 1 Han’ ın restorasyonu ve aslına uygun yapımı gerçekleştirilmiş.

Dar sokakların iki yanına sıralanan evlerin bazıları bembeyaz duvarlarının arasında kahverengi çerçeveleri ile bir yağlı boya tablo gibi görünüyor. Bazı evler ise çivit mavisi, kiremit kırmızısı görünümleri ile bu tabloya farklı renkler katıyor. Hem yaşam alanı, hem de ailenin ekonomik faaliyetine uygun biçimde tasarlanan evlerde genellikle alt katta mutfak, ahır, çamaşırlık veya depo bulunurken aile yaşamını üst katlarda sürdürüyormuş.

Evliya Çelebi de, Seyahatname’ sinde, Odunpazarı’ ndan şöyle bahsetmiş: “…Eşraf ve sipahisi çoktur… Şehir 17 mahalledir. Evleri bağlı, bahçeli ve mamurdur… Şehrin dört çevresi gül, gülistan, bağ ve bostan dolu olup hububatı çok bir şehirdir…”

2. YILMAZ BÜYÜKERŞEN BALMUMU HEYKELLER MÜZESİ
Öncelikle müzenin beklentilerimizi aşarak bizi şaşırttığını söyleyerek anlatmaya başlayayım. Tarihi Odunpazarı Evleri bölgesinde, Çağdaş Cam Sanatları ile Kent Belleği Müzeleri gibi Kent Müzeleri Kompleksi’nin içinde yer alan Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi, 18 Mayıs 2013 tarihinde açılmış. Müzede, Belediye başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in kişisel çalışması olan ve yerli – yabancı 160 ünlü isme ait heykeller yer alıyor. Atatürk’ün çeşitli dönemlerinin yanı sıra, aile üyelerine ait heykellerin de bulunduğu müzede; yerli ve yabancı devlet adamlarının, sanatçıların, medya mensuplarının ve sporcuların canlıymış hissi veren heykelleri değişik dekorlar önünde sergileniyor. Eskişehir’in ve Türkiye’nin tarihinden kesitlere yer verilen bölümler de mevcut.

Madame Tussauds’ un ünü malum ama tüm müze bizim tarihimizden karakterlerden oluştuğu ve eserlerin kalitesi gerçekten üst düzey olduğu için bizim favori balmumu müzemiz artık burası (: Özellikle Eskişehirlilerin “Hoca” diyerek andığı başkanın ellerine sağlık!
Müzeye giriş tam 14₺, öğrenci 7₺. Müze Kart geçerli değil.

3. KURŞUNLU CAMİİ VE KÜLLİYESİ
Kurşunlu, Odunpazarı evlerinin hemen yanında bulunuyor. 16. yüzyıl Osmanlı Dönemi’ne ait bir eser olan külLiyenin yapımına, Osmanlı Devleti vezirlerinden Çoban Mustafa Paşa’ nın talimatıyla 1517 yılında başlanmış ve inşaat tahmini olarak 1525 yılında tamamlanmış. Kurşunlu Külliyesi’ nin mimarının, Mimar Sinan’dan önce mimarbaşı olan, Acem Ali olduğu tahmin ediliyor. Cami, kubbesi kurşunla kaplı olduğundan Kurşunlu Cami adını almış. Külliye; cami, imaret, aşevi, şadırvan ve misafirhanenin yanı sıra günümüzde nikah salonu olarak hizmet veren kervansaray, kütüphane olarak kullanılan çocuk mektebi ve Lületaşı Müzesi’ ne çevrilen medreseden oluşuyor.

4. LÜLETAŞI MÜZESİ
Lületaşı, dünyada sadece Eskişehir’ de bulunduğundan kentin önemli simgelerinden biri halini almış. Hatta “Eskişehir taşı” olarak da anılıyor. Yerin 150 m altından çıkarılan taş, bütün halde ne kadar büyükse kıymeti de o kadar artıyor.

Yukarıda da söylediğim gibi Kurşunlu Külliyesi’ nin medrese kısmı günümüzde Lületaşı Müzesi olarak hizmet veriyor. 1998 yılından bu yana düzenlenen festivaller, yarışmalar ve sergilerde yer alan eserler valilikçe satın alınmış ve müze oluşturulmuş. 2008 yılında ise Odunpazarı Belediyesi müzeye bugünkü yerini tahsis etmiş. 60 sanatçıya ait 400 eser sergileniyor burada.

5. ATLIHAN EL SANATLARI ÇARŞISI
Atlı Han El Sanatları Çarşısı, Eskişehir’in ünlü lületaşının tanıtımı ve pazarlanması için için 2005 yılında Odunpazarı Belediyesi tarafından hizmete açılmış. İki kattan oluşan hanın içinde 25 adet atölye mevcut. Geleneksel lüle taşı ustalığının korunması ve teşvik edilmesi hedefleniyor. Bunun yanında çarşıda gümüş, cam ve toprak kap atölyeleri ve mağazaları da bulunuyor.

Atlı Han, 1850’li yıllarda Eskişehir’in büyük toprak sahiplerinden biri tarafından çevre köy, kasaba ve şehirlerden gelen pazarcıların, seyyahların ve köylülerin hem kendilerinin hem de hayvanlarının konaklamaları için yapılmış. Her gün meydanda kurulan odun pazarına odun satmak için gelen köylüler, önce Atlı Han’a uğrar; öküz arabalarını ve hayvanlarını buraya bırakır, pazara giderlermiş. Akşam olduğunda hana döner geceyi burada geçirirlermiş.
20. yüzyılın ikinci yarısından sonra han eski işlevini yitirerek metruk ve harabe bir hal almış. Birçok bölümü yıkılmış ya da yanmış. Yapı, Odunpazarı Evleri Yaşatma Projesi kapsamında 2006 yılında, orjinal mimarisi göz önünde bulundurularak belediye tarafından yeniden inşa edilmiş.

5. ADALAR BÖLGESİ VE PORSUK ÇAYI
Adalar bölgesi Eskişehir’ in kalbi adeta. Ortasından Sakarya Nehri’ nin bir kolu olan Porsuk Çayı akan semt, günün her saatinde kalabalık ve hareketli. Halk arasında Köprübaşı olarak da anılan bölge; Atatürk Caddesi, Doktorlar Caddesi ve Şair Fuzuli Caddesi arasında kalıyor. Porsuk Çayı’ ndan kalkan botlar yada gondollarla şehir turu atabilirsiniz. Adalar’ da bol miktarda cafe ve restoran seçeneği de mevcut. Yerli halk, öğrenciler ve turistlerle dolup taşan mekanlar, şehre Avrupai bir ambians kazandırıyor.

Ünlü Barlar Sokağı da (Vural Sokak) yine bu bölgede. Müziklerin mekanlardan taşıp birbirine karıştığı sokak, özellikle geceleri çok revaçta. Adalar’ ın bir başka popüler bölgesi de eskiden Fabrikalar olarak adlandırılan Hoşnudiye. Buradaki atölyeler tadil edilerek kafe – bar konseptinde mekanlara dönüştürülmüş. Varuna ve Havelka en ünlü işletmeler.

6. SAZOVA PARKI
Sazova, yaklaşık 400 bin metrekarelik alanı ile Eskişehir’in en büyük parkı. İçinde büyük bir gölet, büfe ve restoranlar, 1200 kişilik açık hava konser alanı, amfi tiyatro, bire bir ölçülerde yapılmış bir müze gemi, yanında Türkiye’nin en büyük uzay evi de bulunan Bilim Deney Merkezi, 2010 Türkiye’de Japon yılı etkinlikleri çerçevesinde Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye’nin Japonya Büyükelçiliği iş birliğiyle yapılan Japon Bahçesi bulunuyor. Park alanı içinde özel gezi trenleri mevcut. Ayrıca aşağıda anlatacağım Masal Şatosu, akvaryum ve hayvanat bahçesi de Sazova Parkı’ nın içinde yer alıyor. Sazova’ ya rahat kıyafet ve ayakkabılarla gelip; en az bir gününüzü buraya ayırmanızı tavsiye ediyorum.

Masal Şatosu:
Sazova Parkı’ nın en göz alıcı yapısı şüphesiz masmavi kuleleri ile Masal Şatosu. Bence bizim şatomuz, Paris’ de bulunan Disneyland’ inkinden bile güzel (: Masal Şatosu irili ufaklı 26 kuleden oluşuyor. Büyük 8 kule; Galata Kulesi, Burgulu Kule (Amasya), Sindirella Kulesi, Kız Kulesi, Adalet Kulesi (Topkapı Sarayı), Ulu Kule (Mardin), Çan Kulesi (Diyarbakır) ve Yivli Kule’ nin (Antalya) birer kopyası.

Burada periyodik olarak düzenlenen üç masal seansı (Bir Varmış Bir Yokmuş, Masal Masal İçinde ve Gizemli Yolculuk), Çocuk Kulübü ve farklı zamanlarda düzenlenen atölye çalışmaları, gösteriler, söyleşiler gerçekleştiriliyor. Böylece çocukların interaktif bir masala dahil edilerek, onlara merak, cesaret ve özgürlük kavramlarının kazandırılması, görsel ve işitsel materyallerle hayal güçlerinin geliştirilmesi ve kitap sevgisi aşılanması hedeflenmiş. Bizce çok da güzel olmuş. Biz de çocuklar kadar güzel vakit geçirdik! Giriş tam 10₺, çocuk 5₺.

Eti Su Altı Dünyası:
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve ETİ’ nin desteğiyle hayata geçirilen Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ETİ Sualtı Dünyası, 2014 yılında açılmış. 3200 metrekarelik alana kurulan tesisin ve 2350 metrekarelik kısmını akvaryum oluşturuyor. Teraryum, dokunma akvaryumu, tropikal akvaryum, amazon nehri ve mersin akvaryumu gibi bölümleri bulunan Sualtı Dünyası’nda 123 farklı türden yaklaşık 3000 adet sualtı canlısı bulunuyor. Giriş tam 10₺, çocuk 5₺.

Hayvanat Bahçesi
Eskişehir Hayvanat Bahçesi’ nin sevimli misafirlerine ayrılan alan 58 bin metrekare genişliğinde. Aynı bölgede yer alan 27 bin metrekarelik Japon Bahçesi ile birlikte kompleksin toplam alanı 85 bin metrekareyi buluyor. Burada 120 farklı türde hayvan var. Hayvancıkların yaşam alanlarının sağlıklı, nitelikli ve doğal ortamlarına mümkün olan en yakın şekilde kurulmasına özen gösterilmiş. Mirketler, penguenler ve lemurlar bahçenin en gözde sakinleri. Hayvanat bahçesi ve akvaryuma aynı bilet ile giriliyor.


