
“ÇEŞM-İ CİHAN” AMASRA: BİZİM DE GÖZÜMÜZÜN BEBEĞİSİN ARTIK
Fatih, Amasra’ yı ilk kez gördüğünde çok etkilenir ve şöyle der: “Lala, çeşm-i cihan burası mı ola ?” Cihan fatihinin bile “dünyanın göz bebeği” olarak tanımladığı kent, hala her göreni büyüleyecek kadar özgün ve göz alıcı bir ambiansa sahip. İlçe, adını bir dönem bölgeye hakim olan Pers Prensesi Amastris’ ten almış ve 3000 yıllık tarihi boyunca bir çok başka medeniyete de ev sahipliği yapmış. Hititlerden, Fenikelilere; Lidyalılardan, Perslere; Roma İmparatorluğundan, Osmanlı’ ya uzanan bu medeniyetler yelpazesi bölgede izler bırakmış elbette. Kentin ana karaya bağlı iki yarımada ve bu yarımadaların oluşturduğu iki cennet koydan oluşan eşsiz coğrafyasına, tüm bu tarihi ve mimari zenginlik de eklenince ortaya böyle dillere destan bir kültürel miras çıkıvermış işte.

Sözün özü; bizce Amasra da Bozcaada, Cunda, Şirince yada Alaçatı gibi varır varmaz büyüsünü hissedeceğiniz, kendine has ambiansını hemen farkedeceğiniz özel bir şehir. Dikkat ederseniz daha bölgenin muhteşem doğasından bahsetmedim bile. E bi’ de güzeller güzeli Karadeniz varken Amasra ziyaret edilmeyi hak etmez mi hiç ?
AMASRA’ YA NE ZAMAN GİDİLİR ?
Belki de bu başlık şöyle açılmalıydı: “Amasra’ ya ne zaman gidilmez ?” 🙂 2019 Kurban Bayramı tatilinde artık şehrin kaldıramayacağı bir ziyaretçi yoğunluğuna ulaşılması nedeniyle tüm yolların polis tarafından tutulduğunu ve şehre girişin yasaklandığını söylemesi benden, başlığa karar vermesi sizden (: Evet, ilçe bölgedeki en popüler cazibe merkezi olduğundan özellikle kısa tatillerde turist akınına uğramasıyla da ünlü. Buna hafta sonları da eklenebilir. Amasra’ yı keşfetmek için en uygun zaman Mayıs ve Eylül ayları . Yaz dönemi içinse hafta içi günlerini tercih etmekte fayda var. İlçede park yeri de önemli bir sorun, iyisi mi ben şuraya bir konum bırakayım. Bu sokakta ücretli ve emniyetli park yeri alternatifleri var, okulların bahçeleri de yazın park yeri olarak kullanılıyor.
AMASRA’ DA NEREDE KALINIR ?
Amasra, 7000 nüfuslu küçük bir yerleşim yeri. O yüzden ilçe merkezinde herhangi bir yerde kalınabilir. Bütçenize göre büyük limana bakan deniz manzaralı otellerde, küçük limana bakan yada kaleye daha yakın konumda bulunan pansiyonlarda konaklayabilirsiniz. İlçeye 15 km mesafede bulunan Çakraz sahili de tercih edilebilir ama biz kesinlikle şehir merkezinde konaklamanızı öneriyoruz. Böylece akşam günübirlik ziyaretçiler gittikten sonra ve sabah gün doğumunda sadece size kalacak şehrin tadını çıkartabilirsiniz (:

AMASRA’ DA NEREDE, NE YENİR ?
Amasra’ da tabi ki balık ve Amasra salatası yenir (: Bu menünün en ünlü adresi ise Mustafa Amca’ nın Yeri (Canlı Balık Restaurant). Tarihi merkezde, Kadınlar Pazarı’ nın karşısında yer alan mekan Küçük Liman manzaralı. Salata, deniz ürünleri ve mezeler başarılı. Ancak uzun kuyruklar beklemeye hazır olun. Telefon direkt telesekretere yönlendirilmiş, rezervasyon almıyorlar. Kapıda görevliler isminizi not alıp bekleme sıranızı söylüyorlar. Bizce restorandan önce masanızın konumu önemli, o yüzden duruma göre etraftaki diğer restoranlar da tercih edilebilir.

AMASRA’ DA GEZİLECEK YERLER
Amasra Müzesi:
1884 yılında Denizcilik Okulu olarak yapımına başlanan ancak bitirilemeyen bina, Kültür Bakanlığınca 1976 yılında satın alınarak restore edilmiş ve 1982 yılında müze olarak hizmete açılmış. İkisinde arkelojik, ikisinde de etnografik eserlerin sergilendiği toplam 4 salondan oluşan müzede Amasra ve çevresinden çıkarılan Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemine ait gündelik ve süs eşyaları, heykel, silah, sikke, halı ve daha bir sürü bulgu sergileniyor. Giriş 6₺, müze kart geçerli.

Küçük Liman Plajı:
Burası ilçe merkezindeki en popüler denize girme noktası. Kaleyi, Direkli Kaya’ yı, Amasra evlerini gören muhteşem bir manzara eşliğinde denize girmek isterseniz, buyrun (: Plaj kumlu, koy dalgasız, ücretli şezlong ve şemsiye hizmeti mevcut.

Büyük Liman Plajı:
İlçe merkezinde bulunan bir diğer ve en büyük plaj burası. Sahil kumlu, dalga yok. Şezlong ve şemsiye hizmeti var. Etrafta kafe ve restoranlar da mevcut. Amasrayı seyrederek Küçük Liman’ da denize girmeyecekseniz bizce istikamet doğru Güzelcehisar olmalı. Çünkü orası çok daha sakin ve güzel.

Kadınlar (Galla) Pazarı:
Galla yöresel ağızda “kadınlar” demekmiş (: Salı ve Cuma günleri kurulan bu pazarda kadınlar köylerinde kendilerinin yetiştirdiği mahsullerden yaptığı turşu, sirke, reçel, erişte, tarhana gibi ürünler ile yerli üretim sebze ve meyveleri satıyorlar. Satıcı ablalar biraz ısrarcı olabiliyorlar ama ortam güzel. Çoğu ürün de gerçekten taze ve lezzetli.

Çekiciler Çarşısı:
Çekicilik, ağaç oymacılık ve süslemeciliği demekmiş. Bu el sanatı Amasra ve köylerinde, 17. yüzyıldan bu yana babadan oğula aktarılan bir uğraşmış. Zanaatkarlar ıhlamur, ceviz, kızılağaç gibi türleri kullanarak işledikleri gündelik yada süs eşyalarını Çekiciler çarşısında sergileyip, satıyorlar. Çarşıda Amasra kolonyasından, Safranbolu lokumuna her türlü hediyelik eşyayı bulmak mümkün.

Direkli Kaya:
Burası 7 metre uzunluğunda bir aydınlatma ve gözetleme kulesi. Prenses Amastris’ e ait olduğuna inanılan, denizle bağlantılı bir havuz, kayaya oyulmuş basamaklar ve mermer bir iskeleden oluşmakta. Cenevizliler tarafından inşa edildiği tahmin edilen Direkli Kaya, popüler bir denize girme noktası aynı zamanda.

Kemere Köprüsü:
Ana karada bulunan, Zindan Adası da denilen ilk yarımada ile Boztepe yani ikinci yarımadayı birbirine bağlayan Kemere Köprüsü Roma Dönemi’ ne ait bir eser. 2000’ li yılların başına kadar Küçük Liman’ ın açık denize bağlantısı olan köprünün altı kapalıymış ve burada tekne imalathaneleri varmış. Sonradan yapılan çalışmalar ile Küçük Liman’ ın iki tarafının da açılması ve böylece koyun daha da temiz hale gelmesi sağlanmış.

Amasra Kalesi:
Bizans Dönemi’ nde inşa edilen kale aslında iki ana kütleden oluşuyor: İlki, ilk yarımadada yani ana karada bulunan Zindan Kalesi. İkincisi ise uçtaki yarımadada yani Boztepe’ de bulunan Sormagir Kalesi. Sormagir Kalesi’ ne gitmek için önce Kemere Köprü’ süne bitişik “Karanlık Yer” denilen kubbeli ana kapıdan geçmeniz gerekiyor. Sonrasında Küçük Liman ve Karadeniz yönlerinde iki tali kapıdan birinden kaleye giriş yapabilirsiniz. Kaleler; kule boşlukları, iç bölmeler, belirli yerlere yerleştirilen Cenova armaları, Eros, Medusa, kartal, öküzbaşı gibi figürlerin yer aldığı taşlarla ziyaretçilerini orta çağ havası yaşatıyor.

Ağlayan Ağaç:
Kalenin de yukarısında, Tavşan Adası manzaralı bir tepede bulunan 4 asırlık bu ağaç gerçekten ağlıyormuş (: İlkbaharda, denizden topladığı nemi yapraklarından tekrar dışarı bırakakmak gibi bir özelliği bulunan ağacın altında bir çay bahçesi de var.

Doğu Karadeniz gezi yazımız için buraya tıklayabilirsiniz.
Yurt içindeki diğer seyahat noktalarına dair yazılarımız ise burada.

